TÜRKİYE'DE İÇ KUVVETLER
Türkiyenin bulunduğu yerkabuğunun şekillenmesinde ve oluşmasında Epirojenez(Kıta Oluşumu), Dağ Oluşumu(Orojenez), Faylanma(Deprem), ve Volkanizma etkli olan dış kuvvetlerdir. Bu hareketleri Anadolu Katı kabugunun altındaki hareketli olan magmadaki konveksiyonel akıntılar oluşturmaktadır.
Türkiyenin bulunduğu yerkabuğunun şekillenmesinde ve oluşmasında Epirojenez(Kıta Oluşumu), Dağ Oluşumu(Orojenez), Faylanma(Deprem), ve Volkanizma etkli olan dış kuvvetlerdir. Bu hareketleri Anadolu Katı kabugunun altındaki hareketli olan magmadaki konveksiyonel akıntılar oluşturmaktadır.
Ülkemizin bulunduğu kabuk tabakası çeşitli jeolojik devirlerde Dağ oluşumu, kütle halinde alçalma-yükselme ( Epirojenez) III. Jeolojik zamanın ikinci yarısından sonra yatay ve dikey yönde yer hareketlerine uğramıştır. Bu hareketler sonrasında Kuzey de Kuzey Anadolu Dağ ve Güneyde Toros dağ kuşakları tektonik kökenli çukurluklar ve yüzlerce km uzunluğundaki kırık hatlar oluşmuştur.
1- ÜLKEMİZDE EPİROJENEZ
Ülkemizin bulunduğu Yer kabugundaki alçalma ve yükselme hareketinin nedeni magmadaki konveksiyonel akıntıdır. Daha sonra dış kuvvetlerin etkisi ile aşındırılarak hafiflemiş ve III jeolojik zamanın sonlarında Epirojenik hareketle tekrar yükselmeye uğramıştır. Türkiye'nin ortalama yükseltisinin 1000 metreden fazla olması ve platoların ülkemizde geniş yer kaplaması bu durumun sonucudur.
Ülkemizde görülen epirojenik hareketlere örnek verecek olursak ;
- Anadolu Yarımadası genel itibarıyla yükselmesi (Rengrasyon)
- Karadeniz ve Akdeniz çökmektedir.
- Çukurova ve Ergene Ovası'nda biriken kalın tortul tabakalar bu ovaların çöküntüye uğradığını göstermektedir. (Trengrasyon)
- Ege Denizi, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının oluşmasında( Ria Tipi Kıyı) da epirojenik hareketler etkili olmuştur.
- Türkiye, günümüzdeki görünümünü III. Jeolojik Zaman'da almıştır.
2-ÜLKEMİZDE OROJENEZ
Dağların oluşumunu sağlayan yer hareketlerine orojenez denir. Ülkemizde de her jeolojik dönemde bir takım Orojenik hareketler yaşanmıstır,
İlk olarak I. Jeolojik Zaman'da meydana gelen Hersiniyen ve Kaledoniyen kıvrımlarından etkilenmiştir.
Bu dönemde oluşan kıvrımlı yapılar, dış kuvvetlerin etkisiyle aşınarak zamanla sertleşmiştir. Sertleşmiş alanlara masif arazi adı verilir. İlk günkü halinden bütünüyle değişmiş masiflere örnek olarak; Istranca, Kazdağ, Uludağ, Menderes verilebilir.
Ülkemizdeki en etkili dağ oluşum hareketi, Alp Orojenezidir. Bu dağ oluşum, Mezosoik (II. Jeolojik )Zaman'da başlayıp Tersiyer (III. Jeolojik) Zaman'ın sonlarına kadar devam etmiştir. Alp Orojenezi, Lavrasya ve Gondvana kıtalarının sıkıştırması sonucu Tetis Denizi'nde biriken tortulların su yüzeyine çıkmasıyla başlamıştır (Görsel 1.28). Bunun sonucunda Kuzey Anadolu Dağları ve Toroslar oluşmuştur. (Görsel 1.29),
Doğu Anadolu ise Arabistan Levhası'nın kuzeye hareket etmesiyle sıkışarak yükselmiştir. Sıkışıp yükselen bu alanda(antiklinal) yer kabuğu parçalanmış ve yer yer çöküntü alanları(seklinal) meydana gelmiştir. Erzurum, Erzincan, Muş, Elazığ ve Pasinler bu çöküntü alanlarda oluşan ovalara örnek verilebilir.
Gerilmeye maruz kalan bu alanda ise Batı Anadolu'da sert tabakalar kırılarak(horst) kırık dağları, çöken alanlarda(graben) ise çöküntü ovaları oluşmuştur. Çöküntü alanlarına Bakırcay, Gediz, Büyük ve Küçük Menderes ovaları; yüksekte kalan kütlelere ise Yunt dağı, Bozdağlar ve Aydın dağları örnek verilebilir (Görsel 1.30).
3-ÜLKEMİZDE VOLKANİZMA
Günümüzde ülkemizde aktif volkana yoktur. II. Jeolojik Zaman'da ülkemizin bulunduğu alanda su altı volkanları görülmekteydi. Su altı volkanlarına ait kalıntılar, bugünkü Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları ile Doğu Anadolu’nun büyük bir kısmını kapsayan alanda yer almaktadır. Bu dağların zamanla aşınması sonucu ortaya çıkan derinlik kayaçları bunun bir göstergesidir.
Türkiye’deki volkanik araziler genel olarak Doğu Anadolu ile İç Anadolu'da geniş yer kaplar ayrıca Batı ve Güneydoğu Anadolu'da da volkanik araziler vardır
Türkiye, volkanik faaliyetler sonucu oluşmuş çeşitli yeryüzü şekilleri görülür. Bu yeryüzü şekillerinden volkan konilerine Doğu Anadolu'da yer alan Nemrut, Tendürek, Süphan, Büyük ve Küçük Ağrı dağları ile İç Anadolu'da yer alan Erciyes, Melendiz, Hasan dağları, Karadağ ve Karacadağ örnek verilebilir.
Ayrıca Güneydoğu Anadolu'da yer alan ve İç Anadolu'dakiyle aynı isme sahip olan Karacadağ da volkanik yeryüzü şekilleri arasında yer almaktadır. Konya sınırları içerisinde yer alan Meke Tuzlası ile Nevşehir'de bulunan Acıgöl ise maar özelliği taşıyan yeryüzü şekillerindendir. Ayrıca Batı Anadolu’da (Kula / Manisa) volkanizmanın etkisiyle çok sayıda küçük volkan konisi, lav ve kül kalıntısı bulunmaktadır.
4- ÜLKEMİZDE DEPREMLER(SEİZMA) - Faylanma
Tektonik harekelere bağlı olarak Ülkemiz bulunduğu Anadolu yarımadası, Arabistan ve Afrika ile Avrasya levhası arasında sıkışmış ve üç önemli fay hattı, meydana gelmiştir.
Bunlardan
- ilki, batıda Saroz Körfezi'nden başlayıp doğuda Van’a kadar uzanan Kuzey Anadolu Fay Hattı’dır (KAF).
- İkincisi, Hatay’dan Van’ın doğusuna kadar bir yay çizerek KAF ile birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı’dır (DAF).
- Üçüncüsü ise ülkenin batısındaki çöküntü alanlarını kapsayan Batı Anadolu Fay Hattı’dır (BAF).
- Bunların dışında Türkiye'nin farklı bölgelerinde de irili ufaklı fay hatları mevcuttur (Harita 1.8)
Türkiye'de fay hatlarına yaklaştıkça deprem riski artmakta, fay hatlarından uzaklaştıkça da bu risk azalmaktadır. Deprem yönü ile en az riskli bölge İç Anadolu bölgesinde Aksaray Konya Karaman(Tuz gölü çevresi) Mersin Anamur (Taşeli Yöresi) ve Mardin Mazı dağ çevresidir.
Günümüzde Yakın zamandaki depremleri şöyle bir değerlendirme yapacak olursak Van, Elazığ depremlerini DAF ve KAF ın karşılama bölgelerinde olmasına şaşırmamak gerekir.
Not: Ülkemizde az da olsa karstik sahalarda etki alanı dar olan çöküntü depremlerine rastlanırken aktif volkanik faaliyetler görülmediği için volkanik depremlere rastlanmaz.
Not: Ülkemizde görülen depremlerin yüzde 99'u Tektonik kökenli depremlerdir.
ETKİNLİK:1
ETKİNLİK CEVABI:
Levha sınırları, Fay hatları, Deprem risk haritası ve Fiziki harita karşılaştırıldığında;
- Levha sınırları ile fay hatları (BAF KAF DAF) arasında paralellik vardır.
- Levha sınırları ile Deprem risk haritası ve en çok deprem olan yerler ile arasında paralellik vardır.
- Levha sınırları ile Dağların uzanış yönü (Kuzey Anadolu-Toros ve Batı Anadolu Dağları) arasında paralellik vardır.
- Arap levhası ile Avrasya levhası nın karşılatığı alanda top yekün yükseldiği için Doğu Anadolu bölgesi yükseltisi en fazla bölgemizdir.
- Levha snırları ile volkanik araziler ve volkanik dağlar arasında genel olarak paralellik vardır.
- Levha sınırları ile ülkemizdeki sıcak su(kaplıca) kaynakları ve kaplıca turizmi arasında paralellik vardır.
- Levha sınırları ile tektonik kökenli ovalar ve göller arasında paralellik vardır.
- Fay hatları ile de paralellik vardır. Fay hatlarına yaklaştıkça deprem riski artmakta, fay hatlarından uzaklaştıkça da bu risk azalmaktadır.
- Levhaların hareketlerinden dolayı sıkısan Anadolu Levhası zayıf olan yerlerinden kırılmakta ve depremler olmaktadır.
- Levhaların sürekli hareket halinde olmasından dolayı Türkiye'de Deprem Riski her zaman fazladır.
KIRIK DAĞLAR : Kaz dağı, Madra Dağı, Yunt Dağı, Bozdağlar, Aydın Dağları, Menteşe Dağları, Nur(Amanos) Dağları
KIVRIM DAĞLARI : Toroslar, Güneydoğu Toroslar, Kuzey Anadolu Dağları, Canik Dağları
Ek bilgi olarak:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız ve Düşünceleriniz bizim için önemlidir.