TÜRKİYE’DE SU KAYNAKLARI
1. Türkiye’de Su Kaynaklarının Genel Özellikleri
Su canlı hayatı için vazgeçilmez temel bir
maddedir. Anadolu’da geçmişte kurulan birçok uygarlık akarsu göl ve deniz
kenarlarında kurulmuştur. Hitiler Kızılırmak İyonlar Ege denizi, Firigler
Sakarya nehri, Lidyalılar Gediz nehri, Urartular Van gölü çevrelerinde kurulmuş
olmasının sebebi su kaynağıdır. Ülkemiz; deniz, göl, akarsu, baraj gölü, yer altı suları ve
kaynaklar gibi çeşitli su zenginliğine sahiptir.
Çeşitli su
kaynaklarına sahip Türkiye, Komsuları olan orta doğu ülkelerine göre su
potansiyeli en yüksek ülkedir. Fakat Türkiye, kişi başına düşen su miktarı
bakımından su azlığı çeken ülkeler arasında yer almaktadır. Nüfusumuzun sürekli
arttığı düşünülürse kişi başına düşen su miktarının her yıl azaldığı
söylenebilir. Gelecekte tatlı su sıkıntısı yaşayabilecek bir ülkedir.
Kıyı bölgesinde yaşayan halkımızın önemli bir kısmı, balıkçılıkla geçimlerini
sağlamaktadır. Kıyılarımızın doğal güzellikleri de turizm getirisi bakımından
önemli bir gelir kaynağıdır.
Kıyılarımız; uzunluğu, girintili çıkıntılı olma durumu, kıta sahanlığı gibi özellikleri bakımından birbirinden farklıdır
TÜRKİYE’NİN DENİZLERİ VE BOĞAZLARI
KARA DENİZ
Karadeniz kıyısı, Kuş uçuşu olarak en uzun kıyımızdır. Gerçek uzunluk bakımından
Ege Denizi’nden sonra gelir. Dağların deniz kıyısına paralel uzanması nedeniyle
dik ve falezli kıyı tipi oluşmuş ve kıta sahanlığı da dardır. Aynı nedenlerle de doğal liman sayısı oldukça
azdır.
Büyük petrol gemilerini Boğazlardan geçmesi, İstanbul’un güvenliği açısından
tehlike yaratmaktadır
Karadeniz, Türkiye'deki denizler içerisinde en az tuz oranına (‰18)
sahiptir. Karadeniz’in deniz suyu
sıcaklığı ortalama 20 °C civarındadır. Bunun nedeni buharlaşmanın az, yağışın
ve akarsuların debisinin fazla olmasıdır.
Karadeniz’de 200 metre derinlikten sonra canlı yaşamına
rastlanmaz. nedeni hidrojen sülfür gazı. Bu özelliklerinden dolayı, balık türü bakımından
zengindir. En çok (% 80 oranıyla) bu denizimizde balık avlanır.
MARMARA DENİZİ
Tamamı Türkiye toprakları
içerisinde kalan küçük bir iç denizdir Marmara Denizi, denizlerimizin en küçüğüdür. Marmara; İstanbul Boğazı
ile Karadeniz’e, Çanakkale Boğazı ile de Ege Denizi'ne bağlanır.
İstanbul Boğazından üst akıntı ile Karadeniz’in suları Akdeniz’e; alt
akıntı ile de Akdeniz’in suları Karadeniz’e taşınır Üst akıntının nedeni
yağışın fazlalığında deniz seviyesini yüksekliğidir. Alt akıntının nedeni ise
tuzluktan dolayı yoğunluğun fazla olmasıdır. Akıntının olması balıkçılık
açısından olumlu fakat deniz ulaşımı açısından olumsuz durumlar çıkarmaktadır.
Marmara'yı Karadeniz’e bağlayan İstanbul Boğazı, dünya deniz
ulaşımında önemli bir yere sahiptir. Karadeniz’den kalkan bir geminin, Atlas Okyanusu ve diğer deniz
aşırı ülkelere gidebilmesi için bu su yollarından geçmesi gerekir. Bu nedenle
Boğazların ve Marmara Denizi’nin jeopolitik konumu çok önemlidir.
Çanakkale Boğazı, İstanbul Boğazı’na göre daha uzun ve daha geniştir.
Her türlü geminin rahatlıkla geçmesine elverişlidir.
EGE DENİZİ
Ege Denizi Türkiye'nin en uzun (2805 km) kıyı şeridine sahiptir. Dağların kıyıya dik uzanır bu nedenle girinti ve
çıkıntılı bir yapı gösterir. Bu nedenle Kuş uçumu uzunluk kısadır.
Gerçek uzunluk bakımından en uzun kıyımızdır. Bu durum bölgede çok sayıda koy,
körfez, ada ve yarımada oluşturmuştur. Ova kıyılarında alçak ve düz kıyı tipi
gelişmiştir. Özellikle Birçok doğal körfez (Saros, Edremit, Çandarlı,
İzmir, Kuşadası, Güllük, Gökova körfezleri) ve liman vardır. Kıta sahanlığı
geniştir. Adalar, dağların uzantısı durumundadır.
Ege Denizi’nde tuzluluk oranı kuzeyden güneye doğru gidildikçe
artar, dolayısıyla balıkçılık kuzey kesimde daha çok yapılır. Ege’de avlanan
balık miktarı, toplam av miktarının %4,8’i kadardır. Bu denizimizden tuz da
elde edilir (İzmir-Çamaltı Tuzlası).
AK DENİZ
Akdeniz, Afrika, Avrupa ve Asya kıtaları arasında yer alan ve dünyanın
en büyük iç denizlerinden biridir
Türkiye'nin güneybatısındadır. Yaklaşık 1577 km'lik bir kıyı uzunluğa
sahiptir. Cebelitarık Boğazı ile Atlas Okyanusu'na, Süveyş Kanalı ile de
Kızıldeniz'e bağlanmaktadır. Akdeniz, sahip olduğu tuz oranıyla (‰36-39) en
tuzlu denizimizdir.
Ayrıca deniz suyu sıcaklığı
da en yüksek denizimizdir. (24-28°C civarı), Akdeniz kıyı kesiminde yazların
sıcak ve kurak geçmesi, doğal ve tarihî güzelliklerin fazla olması, Güneşlenme
süresi ve su sıcaklığının fazla olması kıyılarımızda turizmin gelişmesini
sağlamıştır. Dağlar, kıyıya paralel olarak uzanır. Buna bağlı olarak fazla
girinti ve çıkıntı oluşmamıştır. Doğal liman ve körfez sayısı azdır.
TÜRKİYE’NİN GÖLLERİ
Ülkemizde
irili ufaklı 200’e yakın göl bulunmaktadır. Ancak bunların ülke genelindeki
dağılmaları düzenli değildir. Van Gölü ve çevresi, Tuz Gölü çevresi, Göller
Yöresi ve Güney Marmara ülkemizde göllerin toplandığı alanlardır. Göllerimizin oluşum şekilleri, büyüklükleri,
derinlikleri, yükseltileri ve kimyasal özellikleri farklılıklar gösterir. Göllerimizin
toplam yüz ölçümü 9243 km2’dir
Göllerimizden şu şekillerde faydalanılmaktadır:
• İçme suyu sağlamada
• Göl gideğenlerinde kurulan hidroelektrik santralleriyle elektrik elde etmede
• Balıkçılıkta
• Tuz üretiminde
• Taşımacılıkta (Van gölü)
• Turizm faaliyetlerinde
Ülkemizdeki göllerin yüksekliği doğuya gidildikçe artmaktadır. Ülkemizdeki
göllerin konum itibarıyla bulundukları yerlere ait yükselti değerleri de
birbirinden çok farklıdır. Örneğin Nemrut Volkanik Dağı üzerinde bulunan Nemrut
Gölü ise 2247 m yüksekliğe sahipken Van Gölü 1648 m, Tuz Gölü 925 m,
Köyceğiz Gölü 8 m, Büyük Çekmece Gölü 0 m yüksekliktedir.
Göllerimizin büyük bir kısmı yüz ölçümü bakımından küçüktür. Bunladan Van Gölü (3713 km2) ile yüz ölçümüyle Türkiye'nin en büyük gölüdür. Tuz Gölü ise 1500 km2dir.
Göllerimizin sularının kimyasal özellikleri de birbirinden farklıdır. Van Gölü’nün suyu sodalıdır. Tuz Gölü’nde tuz oranı çok yüksektir. Bir gideğen yardımıyla fazla sularını denizlere ulaştırabilen Ulubat veBeyşehir Gölü’nün suyu tatlıdır. Acıgöl’ün ise suyu acıdır. Tuz Gölü’nden tuz, Acıgöl’den ise soda elde edilir.
Göl
sularının kimyasal özelliklerinin tatlı, tuzlu, acı ve sodalı olması üzerinde
etkili olan faktörler:
•
Jeolojik
yapı
• Açık ya da kapalı
havza olması
• Yağış miktarı ve
yağışın yıl içinde dağılımı
• İklim koşulları
• Sıcaklığın yıl içinde
dağılımı
Türkiye’deki
göller, doğal ve yapay göller olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Ülkemizdeki
doğal göller oluşumlarına göre tektonik, volkanik, karstik, buzul ve doğal set
gölleri ile karma göller olmak üzere sınıflandırılmaktadır.
Avrasya
ve Afrika levhaları arasında kalan Anadolu levhasının tektonik hareketleri
sonucunda meydana gelmiş çanakların bir kısmına suların birikmesiyle oluşmuştur.
İç Anadolu’da Tuz Gölü, Göller Yöresi'nde bulunan Beyşehir Gölü
de tektonik oluşumlu bir göldür. Bu göller dışında Burdur, Acıgöl, Akşehir,
Eber, İznik, Uluabat, Manyas ve Sapanca gölleri de tektonik göllere örnek
verilebilir.
b.
Volkanik Göller
Ülkemizdeki
volkanik göller krater, kaldera ve maar çanaklarında oluşmuşlardır. Türkiye’de
volkanik alanların dağılış gösterdiği bazı alanlarda ise volkanik göller oluşmuştur.
Nemrut Gölü (Bitlis), Gölcük Gölü (Isparta) Acı göl ve Meke Gölü (Konya)
bu göllere örnek verilebilir.
c.
Karstik Göller
Karstik
bölgelerde kireç taşlarının çözünmesi sonucu oluşan çukurların (dolin, uvala, obruk
ve polye) sularla dolmasıyla meydana gelen karstik göllere Göller Yöresi
ile Batı Toroslar'da rastlanır. Salda Gölü Karagöl Timraş Gölü Kızören Gölü
Akgöl örnektir
d.
Buzul Gölleri
Ilıman kuşakta
yer alan ülkemizde buzul gölleri pek
rastlanmaz buna rağmen dağların yüksek
yerlerinde sıcaklığın düşük olması nedeniyle buzul aşındırmasının etkili olduğu dağlarda (Uludağ,
Kaçkar Dağları, Buzul Dağı vb.) görülmektedir. Uludağ’da yer alan Aynalı,
Kilimli, Karagöl örnek verilebilir.
e.
Doğal Set Gölleri
Türkiye'de
doğal set gölleri de yer almaktadır.
Alüvyal
Set Gölleri
Akarsuyun taşıdığı alüvyonların
bir koy körfez veya bir derenin önünü kapatmasıyla oluşan göllerdir. Ülkemizin
en büyük alüvyal set göllerinden biri olan Çamiçi Gölü (Bafa) Büyük
Menderes Nehri’nin getirdiği alüvyonlar ile kapanması sonucu oluşmuştur. Bundan
başka Eymir, Mogan ve Köyceğiz gölleri alüvyal set göllerine örnektir.
Moren Set Gölleri
Türkiye'de
yer alan bazı dağlarda sürekli erimeyen karların olduğu yerlerde buzulların oluşturduğu moren set göllerine de
rastlanır.
Volkanik
Set Gölleri
Volkanik
faaliyet sırasında çıkan materyalin bir çukurluğun önünü kapaması sonucu oluşur.bLav
seti göllerine özellikle Doğu Anadolu’da sık rastlanmaktadır. Doğu
Anadolu’daki Nazik, Erçek, Balık, Çıldır ve Haçlı gölleri volkanik set
göllerine örnek verilebilir.
Kıyı Set Gölleri
Eskiden birer koy iken dalga ve akıntıların taşıdıkları materyallerle koyun
önünü kapatmasıyla
oluşur. Marmara bölgesinde yer alan Büyükçekmece,
Küçükçekmece ve Durusu (Terkos) gölleri koy veya körfezin önünün dalga ve
akıntıların getirdiği materyal ile kapanması sonucu oluşan kıyı set göllerine
örnektir.
Heyelan Set Gölleri
Bir çanağın önünün
heyelan sonucu kapanmasıyla meydana gelen göllerdir. Kuzey Anadolu'da özellikle
Rize, Trabzon ve Artvin gibi illerde heyelan olayının sık yaşanmasına bağlı olarak
heyelan set gölleri oluşmuştur. Yedigöller, Abant Gölü (Bolu),
Sera Gölü (Trabzon) ve Tortum Gölü (Erzurum) ülkemizde yer alan başlıca
heyelan set gölleridir.
f. Karma Yapılı Göller
Oluşumunda birden
fazla faktörün etkili olduğu göllere karma yapılı göller denir. Örneğin Van
ölü,
Nemrut Dağı'ndan çıkan lavların tektonik bir çanağın önünü kapaması sonucu
oluşmuştur.(Tektonik-Volkanik) Ayrıca Göller Yöresi'ndeki Eğirdir ve Kovada
gibi göllerin oluşumunda tektonik ve karstik olaylar birlikte etkili olmuştur. (Tektonik-Karstik)
g. Baraj gölleri
Akarsu vadileri üzerine insanoğlu tarafından yapılan setlerle akarsuyun önünün kapanması sonucu baraj gölleri oluşur. Baraj gölleri elektrik enerjisi (hidroelektrik), içme ve sulama suyu temini gibi çeşitli amaçlarla oluşturulur. Atatürk, Hirfanlı, Keban, Karakaya, Kesikköprü, Kapulukaya, Almus, Hasan ve Suat Uğurlu, Porsuk, Gökçekaya, Oymapınar, Aslantaş, Kralkızı başlıca baraj göllerimizdir.
ETKİNLİK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız ve Düşünceleriniz bizim için önemlidir.