Manşet Yayınlar

  • iç kuvvetlerİÇ KUVVETLER
  • Türkiye' İç Kuvvetler TÜRKİYE'DE İÇ KUVVETLER
  • Kayaçlar KAYAÇLAR ve YERŞEKİLLERİ
  • Akarsu Aşınım ve Birikim Şekilleri DIŞ KUVVETLER - Akarsu Aşınım ve Birikim Şekilleri
  • Haritalar-1 HARİTALAR-1
  • izohipsler İZOHİPSLER VE ÖZELLİKLERİ
  • iklim bilgisi İKLİM BİLGİSİ(Klimatoloji)
  • Basınca etki eden faktörler BASINCA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
  • rüzgarlar RÜZGARLAR VE ÇEŞİTLERİ?
  • nemin yağışa dönüşümü NEMİN YAĞIŞA DÖNÜŞÜMÜ
  • makroklima BÜYÜK İKLİMLER(Makroklima)
  • iç kuvvetler İÇ KUVVETLER VE YERİN YAPISI
  • yerin derinliklerinden gelen güç YERİN DERİNLİKLERİNDEN GELEN GÜÇ-İÇ KUVVETLER
  • rüzgarlar DIŞ KUVVETLER-RÜZGARLAR
  • akarsu aşınım DIŞ KUVVETLER-AKARSU AŞINIM VE BİRİKİM ŞEKİLLERİ
  • karstik şekiller DIŞ KUVVETLER-KARSTİK AŞINIM VE BİRİKİM ŞEKİLLERİ!
  • dalga aşınım DIŞ KUVVETLER-DALGA AŞINIM VE BİRİKİM ŞEKİLLERİ
  • buzul aşınım DIŞ KUVVETLER-BUZUL AŞINIM VE BİRİKİM ŞEKİLLERİ
  • Dünyanın Tektonik Oluşumu DÜNYANIN TEKTONİK OLUŞUMU VE LEVHALARIN HAREKETLERİ
  • Türkiye'nin Jeolojik Özellikleri TÜRKİYENİN JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE ZAMANLAR
  • Ülkemizin Ova ve Platoları ÜLKEMİZİN OVA VE PLATOLARI
  • Ülkemizin Dağları ÜLKEMİZİN YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN ÖZELLİKLERİ VE DAĞLARI
  • Biyomlar BİYOMLAR
  • Biyoçeşitlilik BİYOÇEŞİTLİLİK
  • Ekosistemin İşleyisi,Besin Zinciri EKOSİSTEMİN İŞLEYİSİ, BESİN ZİNCİRİ VE ENERJİ AKIŞI
  • Madde Döngüleri- Karbon Döngüsü MADDE DÖNGÜLERİ VE KARBON DÖNGÜSÜ
  • Oksijen Döngüsü ve Azot Döngüsü OKSİJEN DÖNGÜSÜ VE AZOT DÖNGÜSÜ
  • Su Döngüsü SU DÖNGÜSÜ
  • Fosfor Döngüsü FOSFOR DÖNGÜSÜ
  • Su Ekosistemlerinin İşleyişi SU EKOSİSTEMLERİNİN İŞLEYİŞİ
  • Su Kaynakları SU KAYNAKLARI
  • Su Kaynaklarının Dağılımı SU KAYNAKLARININ DAĞILIMI
  • Okyanuslar ve Denizler OKYANUSLAR VE DENİZLER
  • Nüfus Politikaları NÜFUS POLİTİKLARI
  • Türkiye'de Nüfus Politikaları TÜRKİYE'DE NÜFUS POLİTİKLARI
  • Şehirlerin Fonksiyonları ve Etki Alanları ŞEHİRLERİN FONKSİYONLARI VE ETKİ ALANLARI

24/05/2021

Şehirlerin Fonksiyonları ve Etki Alanları

TARİHSEL SÜREÇTE ŞEHİRLER VE FONKSİYONEL GELİŞİMİ

    İnsanların günümüzden yaklaşık 10 000 yıl önce tarımsal faaliyetlerle ile yerleşik hayata geçmişlerdir. Yerleşik hayatın başlamasıyla insanların bir arada yaşaması da şehirlerin temelini oluşturan köylerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.  

    Dünyadaki ilk şehir yerleşmeleri Mısır, Hindistan ve Güneydoğu Asya’nın akarsu vadilerinde tarımın gelişmesiyle belirmeye başlamıştır. Verimli tarım arazileri ve akarsu vadileri şehirlerin kurulmasında tercih edilen yerler olmuştur. Nitekim MÖ 3000’li yıllarda Nil Vadisi’nde ve Akdeniz Havzasında şehirler ortaya çıkmıştır. Bunu MÖ 2000 yıllarında Kuzey Çin’de, Güney ve Güney Doğu Asya'da, akarsu vadilerinde ve MÖ 200 de Orta Amerika'da  ortaya çıkan şehirleşme hareketleri takip etmiştir.

08/05/2021

TÜRKİYE'DE NÜFUS POLİTİKALARI

TÜRKİYE'DE NÜFUS POLİTİKALARI VE BU POLİTİKALARIN ETKİLERİ
1. Türkiye'de Nüfus Politikaları

 

Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca ülkemizin sosyoekonomik koşulları sürekli değişmiştir. Doğum, ölüm ve göçler sonucu değişen nüfus özellikleriyle birlikte nüfus politikalarında da önemli değişiklikler olmuştur Cumhuriyet’ten günümüze kadar bu değişim süreci incelendiğinde nüfus artış hızına yönelik uygulanan nüfus politikalarının dört dönem hâlinde ele alındığı görülebilir.


1. 1923 ile 1965 Dönemi

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu dönemde ülkemiz, önce Birinci Dünya Savaşı, ardından Kurtuluş
Savaşı’ndan yeni çıktığı için erkek nüfusumuz azalmıştı. Bu nedenle doğum oranı düşük, çeşitli salgın
hastalıklardan dolayı ölüm oranı yüksekti. Bu dönemde savunmada en önemli askerî güçlerden

02/05/2021

Nüfus Politikaları

NEDEN NÜFUS POLITIKASI?

            Günümüzde bütün dünya ülkelerinin en çok üzerinde durduğu konulardan biri de nüfustur. Artan dünya nüfusu bir yandan sınırlı doğal kaynakları tüketirken diğer yandan nüfus ve nüfusun özellikleri ülkeler için önemli olmaya devam etmektedir.

            Yirminci yüzyılın ortalarına kadar ülkeler, nüfusun sayısal olarak fazlalığını güçlü olmak için gerekli ve yeterli bir faktör olarak görüyorlardı. Ancak günümüzde nüfusun sayısal fazlalığından çok, nitelikleri üzerinde durulmaktadır. Nüfus miktarı ve özellikleri ile ülkelerin kalkınmaları arasında ilişki kurulmaktadır. Ülkelerin geleceğe yönelik kalkınma planlarının uygulayabilmeleri için nüfus ile uyumlu olması kalkınma hızlarını etkilemektedir.  Günümüzde ülkeler aşırı nüfus artışının sorun yaratması ve buna karşı önlem alınması gerektiğinden çeşitli nüfus politikaları uygulamaktadır. Bir yandan aşırı nüfus artışı çeşitli sorunlara yol açarken diğer taraştan da nüfusun çok az artması veya eksilmesi de ülkelerin varlığını ve geleceğini tehdit etmektedir.

04/11/2020

TÜRKİYE’DE SU KAYNAKLARI ve ÖZELLİKLERİ

TÜRKİYE’DE SU KAYNAKLARI

1. Türkiye’de Su Kaynaklarının Genel Özellikleri

Su canlı hayatı için vazgeçilmez temel bir maddedir. Anadolu’da geçmişte kurulan birçok uygarlık akarsu göl ve deniz kenarlarında kurulmuştur. Hitiler Kızılırmak İyonlar Ege denizi, Firigler Sakarya nehri, Lidyalılar Gediz nehri, Urartular Van gölü çevrelerinde kurulmuş olmasının sebebi su kaynağıdır. Ülkemiz; deniz, göl, akarsu, baraj gölü, yer altı suları ve kaynaklar gibi çeşitli su zenginliğine sahiptir.
Çeşitli su kaynaklarına sahip Türkiye, Komsuları olan orta doğu ülkelerine göre su potansiyeli en yüksek ülkedir. Fakat
 Türkiye, kişi başına düşen su miktarı bakımından su azlığı çeken ülkeler arasında yer almaktadır. Nüfusumuzun sürekli arttığı düşünülürse kişi başına düşen su miktarının her yıl azaldığı söylenebilir. Gelecekte tatlı su sıkıntısı yaşayabilecek bir ülkedir.


Ülkemizin üç tarafı Akdeniz, Karadeniz ve Ege Denizi ile çevrilidir. Ülkemiz sınırları içerisinde yer alan Marmara Denizi bulunmaktadır.

27/10/2020

Yer Altı Suları ve Kaynak Tipleri

Yer Altı Suları ve Kaynak Tipleri

Yeryüzüne düşen yağmur ve kar sularının geçirimli bir tabakadan yer altına sızarak geçirimsiz bir tabaka üzerinde birikmesiyle yer altı suları oluşur. Yer altındaki suyu süzen, ileten ve depolayan ortamlara akifer denir.  

Bir bölgede yüzey sularının yer altına sızmasını

·         kayaç ve toprakların geçirimli olması,

·         yağış miktarı,

·         yağışın özelliği,

·         arazinin eğimi

·         bitki örtüsü gibi faktörler etkiler.

Tamamen saf olmayan yer altı suları, birtakım kimyasal madde ve bileşikler içerir. Dünyadaki tatlı su varlığının %31,4'ünü yer altı suları oluşturur. Yer altı sularının içme ve kullanma suyu, sulama, jeotermal enerji üretimi gibi birçok alanda kullanıldığını görmek mümkündür. Kaynak, sularının özelliğine göre farklılıklar gösterir. Kaynakların oluşum şekilleri de farklılık gösterir.

Kaynak sularının başlıcaları artezyen, karstik kaynak, vadi, fay kaynağı ve gayzerdir.

1. Artezyen




İki geçirimsiz tabaka arasında bir geçirimli tabakanın bulunduğu ve geçirimli tabakanın yeryüzünden beslenebildiği yerlerde meydana gelir. Geçirimsiz tabakalar arasında sıkışan sular, açılan sondajlardan büyük bir basınçla fışkırarak çıkar. Genellikle soğuk olan artezyen kaynağı içme ve kullanma suyu, tarım alanlarında sulamada kullanılır.

25/10/2020

Akarsular

Akarsular

Eriyen kar ve buzların, yağmur ve kaynak suları ile beslenen, bir yatak boyunca eğime yönünde sürekli veya belli bir dönem akan su kütlelerine akarsu denir. Akarsular, yeryüzündeki tatlı yüzey sularının %2'sini oluşturur. Akarsuyun doğduğu yere akarsu kaynağı, döküldüğü yere akarsu ağzı, kaynağından ağzına kadar içinde aktığı çukurluğa akarsu yatağı denir. Akarsuyun kolları ile birlikte sularını topladığı alana akarsu havzası, akarsu havzalarını birbirinden ayıran sınıra da su bölümü çizgisi denir. 


Akarsu yatağının herhangi bir kesitinden bir saniyede geçen su miktarına akım (debi) denir. Akarsuların debisi; iklim tipi, yağış türü ve miktarı, buharlaşma, yatağın eğimi, kar ve buz erimeleri, kaynakların etkisi, toprak ve kayaçların geçirimlilik durumu, yeryüzü şekilleri ve insan etkisi gibi faktörlere göre değişir.

24/10/2020

Göller

GÖLLER

Karalar üzerinde çeşitli nedenlerle çanaklaşmış alanlarda biriken denizlerle doğrudan bağlantısı olmayan durgun su kütlelerine göl denir. Yeryüzündeki tatlı yüzey sularının %87'sini oluşturan göller, karaların da %2'sini kaplamaktadır. Göller; yağışlar, akarsular, kaynaklar ve yer altı suları ile beslenir. Göl suları acı, tatlı ve tuzlu olabilir. Göller, sularının fiziksel ve kimyasal özellikleri farklı olabilir bunda, gölün bulunduğu yerin ve gölü besleyen havzanın kayaç yapısı, iklim şartları, gölün büyük, derin olması, beslenme kaynakları, gölün fazla sularını başka göl veya denizlere boşaltan bir akarsuyun (göl gideğini, göl ayağı) olup olmaması da etkilidir. Beslenme kaynağı güçlü olan göller, fazla sularını bir gideğen yardımıyla denizlere boşaltır. Sularını dışarıya bir gideğen yardımıyla boşaltan göllerin suyu tatlı, sularını dışarıya boşaltamayan göllerin suyu ise acı veya tuzludur.



Oluşumlarına Göre Göl Çeşitleri

A-Doğal Göller

Yeryüzünde iç ve dış kuvvetlerin etkisiyle meydana gelen çukurluklarda biriken su kütlelerine doğal göller denir. Doğal göller oluşumlarına göre çeşitli gruplara ayrılır:

1-Tektonik göller, Yer kabuğu hareketleri (tektonik hareketlerle) sonucunda çöken alanlara, çukurlara suların dolması sonucu oluşan göllerdir.

21/10/2020

Okyanus ve Denizler

Okyanus ve Denizler  

Kıtalar arasındaki büyük çukurları dolduran su kütlelerine okyanus denir.  Kıtaların kenarında yer alan veya  bir kıtanın iç kesimlerine kadar sokulmuş okyanus ile bağlantılı ancak okyanustan daha küçük su kütlelerine de deniz adı verilir. Denizler, kenar deniz ve iç deniz olmak üzere ikiye ayrılır. Kıtaların kenarında yer alan, okyanuslardan eşiklerle ayrılmış ancak geniş boğazlarla okyanuslara bağlantısı olan denizlere kenar deniz adı verilir. Çin Denizi, Japon Denizi ve Kuzey Deniz kenar denizlere örnek verilebilir. Okyanuslara boğazlar aracılığıyla bağlantısı olup kıta içlerine sokulan denizlere de iç deniz denir. Baltık Denizi, Akdeniz, Karadeniz ve Kızıldeniz iç denizlere örnek gösterilebilir.

 Aşağıda dünya dilsiz deniz ve okyanus haritası verilmiştir. Harita üzerinde yer alan numaralarla deniz, körfez ve okyanus isimlerini örnekteki gibi yerleştiriniz.

Okyanuslarla denizler arasında bazı belirgin farklar vardır. Denizlere göre daha büyük ve derin su kütleleri olan okyanuslar, karaların sıcaklık koşullarından daha az etkilenir ve tuzluluk oranları daha az değişir. Tuzluluk oranları okyanuslarda genellikle ‰33-37, denizlerde ise ‰10-43 arasında değişmektedir.Ayrıca okyanuslarda dalga, gelgit ve akıntı gibi su kütlelerinin oluşturduğu hareketler, denizlere göre daha belirgin ve etkili olmaktadır.

DÜNYA'DAKİ SU KAYNAKLARININ DAĞILIMI

DÜNYA'DAKİ SU KAYNAKLARININ DAĞILIMI

Yeryüzündeki su kaynaklarının yaklaşık %97' sini; suları tuzlu olan deniz ve okyanuslar; %3'lik kısmını
ise buzullar, yer altı ve yer üstü suları oluşturmaktadır. Tatlı suların yaklaşık %99,7'lik kısmı buzullar ve yer
altı sularında bulunmaktadır. Dolayısıyla yeryüzündeki tatlı suların çok az bir kısmı yani %0,3'ü yüzey sularından oluşmaktadır.
  İnsanların doğrudan yararlandığı tatlı yüzey sularının oranı dağılımı grafikde Göller %87 Bataklıklar %11 ve Nehirlerin ise %2 dir. İnsan hayvan ve bitkilerin yaşamı için gerekli olan su tatlı sulardır.



Dünya’da kişi başına düşen tatlı su dağılımı haritası  

Günümüzde Kuzey Afrika, Ortadoğu, Arap Yarımadası vb.ülkeler de su kıtlığı yaşanmaktadır. Bu haritada  rakamlar tatlı suyun kullanımı ve tükenebilirliğini göstermektedir. Yılda kişi başına  2000 ile 1000 m3 arasında su tüketimi olan ülkeler su azlığı sorunu yaşamaktadır.Yani gelecekte tatlı su sıkıntısı yaşayabilecektir.

20/10/2020

SU KAYNAKLARI

SU KAYNAKLARI

Suyun Kaynağı Suyun bulunduğu her tür ortam Su küre( hidrosfer) dir. Dünya’daki su kaynaklarını okyanuslar, denizler, göller, akarsular, kar ve buzullar ile yer altı suları oluşturur. Yeryüzündeki sular sürekli bir döngü içerisindedir. Tüm su kaynaklarından sıcaklığın etkisiyle buharlaşır ve tekrar yağış olarak yeryüzüne düşer. Irmakları, denizleri, gölleri ve yer altı sularını besler. 

Hiç bir canlı susuz yaşaymaz. Su insan hayvan ve bitkilerin temel gereksinimidir. Sosyal ve ekonomik faaliyetlerin sürmesi, büyük ölçüde temiz ve yeterli miktardaki su kaynaklarına sahip olmaya bağlıdır. İnsanlar ve ülkeler için çok önemli olan suyun yeryüzündeki devamlılığı nasıl sağlanır?


Şekili incelersek su kaynaklarının oluşumu ve çeşitliliği, su döngüsünün işleyişine bağlıdır. Bu işleyişi buharlaşma, yoğuşma ve yağış sürecinin devamlılığı ile gerçekleşir. Devamlılık gösteren bu süreçler su kaynaklarının oluşumu-nu hazırlar. Buna göre su kaynakları, su döngüsünün işlevi sonucu oluşmaktadır. 

15/10/2020

Su Ekosistemlerinin İşleyişi

SU EKOSİSTEMLERİ

Su ekosistemleri, denizel su ekosistemleri (deniz ve okyanus) ve karasal su ekosistemleri (göl, akarsuve bataklık) olmak üzere ikiye ayrılır. Denizel su ekosistemleri tuzlu sulardan; karasal su ekosistemleri ise bazı tuzlu, sodalı, acı göller dışında genellikle tatlı sulardan oluşur. Yeryüzünde bulunan sular; atmosfer, okyanus ve karalar arasında katı, sıvı ve gaz hâlde yer değiştirir. Su ekosistemleri, su döngüsü sayesinde karasal ekosistemleri etkileyerek karalarda yaşayan diğer canlı türleri için önemli görev üstlenir. En büyük su ekosistemini oluşturan okyanus ve denizler (%97) aynı zamanda önemli nem kaynaklarıdır.
Su ekosistemlerindeki biyoçeşitliliği suyun durgun veya hareketli olması, suların sıcaklık ve derinliği ile sulardaki ışık ve besin maddeleri etkiler. İklim değişiminin belirgin olmadığı su ekosistemlerinde karasal ekosistemler gibi kuşaklara rastlanmaz. Hidrosfer; okyanus, deniz, göl ve akarsu gibi farklı ortamlardan oluşmaktadır. Sular, kimyasal özelliklerine göre genellikle tuzlu ve tatlı sular olarak ikiye ayrılır. Bu ortamların fiziksel ve kimyasal özelliklerinin farklı olması, değişik hayvan ve bitki türlerinin gelişmesine imkân sağlamıştır. Yeryüzündeki canlıların dağılışında su oldukça önemli bir yere sahiptir. Bazı hayvanlar sadece tuzlu veya tatlı sularda, bazıları ise hem tatlı hem de tuzlu sularda yaşayabilmektedir. Yaşamlarını suda devam ettiren canlılar suyun bulunmadığı ortamlarda yaşayamaz. Su; aynı zamanda canlıların gelişme hızları, yaşam süreleri ve davranışları üzerinde de etkilidir.

Su, bütün canlı varlıklarda yüksek oranda bulunan önemli bir maddedir. Örneğin, insan vücudunun % 65'i, bitkilerin ağırlığının  % 60-85'i sudan oluşmaktadır. Suyun canlılar üzerinde olduğu kadar başka canlılar ve cansız çevre üzerinde de çeşitli etkileri vardır.

Fosfor Döngüsü

Fosfor Döngüsü

Canlılar için gerekli maddelerden biri de fosfordur. Bu madde canlıların kabuk, kemik ve dişlerinde  bulunur.  

Fosforun ana kaynağı yer kabuğudur. Kayaçların yapısında fosfat olarak bulunan bu madde, erozyonla toprağa karışır. Bitkiler fosfatı diğer maddelerle birlikte kullanarak besin maddesi üretirler. Otçullar fosforu bitkilerden, etçiller ise otçullardan alırlar. Canlılık olayı sona erince bu madde tekrar toprağa karışır.




Fosforun bir döngüsü de kara ve denizler arasında gerçekleşir.

Su Döngüsü( Hidrolojik Döngü)

Su Döngüsü

Hiç düşündünüz mü! Yer altı suları neden bitmiyor? Akarsuların sürekli olarak taşıdıkları bu sular
nereden geliyor? Göllerde yıllarca buharlaşma olduğu hâlde bu sular neden tükenmiyor?

Su molekülleri; güneş enerjisi ve yer çekiminin etkisiyle litosfer, hidrosfer, atmosfer arasında hareket eder. Yani denilebilir ki su döngüsünün motorları güneş ve yerçekimidir. Bu hareket sonucunda su döngüsü denilen büyük bir sistem oluşur. Okyanuslar, gezegenimizin su çevriminde önemli rol oynar. Yeryüzün-deki suların buharlaşması ile oluşan nem, yoğuşarak bulutları meydana getirir. Atmosferik hareketlerden olan yağışlar, suyun tekrar tekrar kullanıldığı bu çevrimin önemli bir parçasını oluşturur. Bir yağmur damlacığı yılda birçok kez buharlaşıp yeniden yağış olarak yeryüzüne döner. Böylece yaklaşık 4 milyon km3 su, karalar ile atmosfer arasında hareket eder.

Canlılar için yaşam kaynağı olan su, biyosferde en çok bulunan madde olup yeryüzünün %71'ini kaplamaktadır.

03/10/2020

Oksijen ve Azot Döngüsü

2. Oksijen Döngüsü

Canlıların aldıkları besinleri enerjiye dönüştürebilmeleri için oksijen gereklidir. Atmosfer % 21 oranında oksijen içerir. Sularda da oksijen çözünmüş olarak bulunmaktadır.
Oksijen, atmosferde üç şekilde bulunur. 
Bunlar atomik oksijen (O),
 moleküler oksijen (O2
ve Ozondur (O3).
Solunum sırasında moleküler oksijen kullanılmaktadır.  Moleküler oksijen litosferdeki en yaygın elementtir. Çok reaktif bir gaz olduğu için hidrojen, sülfür, karbon, fosfor gibi birçok elementle birleşir.  Ozon, biyosferi ultraviyole ışınlarının  zararından korur. 

Oksijenin üretilmesi şunlarla olur. 
  • Yeşil bitkiler, fotosentez sırasında oksijen üretir
  • Atmosferde bulunan su buharının güneş ışınlarıyla reaksiyona girmesi sonucu oksijen ve hidrojen açığa çıkar. Bu olaya suyun fotolizi denir. 

Oksijenin tükenmesi şunlarla olur
  • Solunum : Solunum için molekül olarak al›nan oksijen, besinin enerjiye dönüşltürülmesinde kullanılır. Bu nedenle, hayvanlar ve insanlar solunum için oksijen tüketirler. 
  • Fosil yakıtların yanması: Petrol, kömür gaz gibi maddelerin yanması ile
  • Oksidasyon: (besin maddelerinin yakılmasında) Organik maddeleri ve diğer yanıcı maddelerin yanması sırasında da oksijen  tüketilir
      
Atmosferin içerdiği oksijen miktarında bugüne kadar ölçülebilir bir değişiklik olmamıştır.
Yeryüzünde tüketilen oksijen ile üretilen oksijen arasında sürekli bir denge bulunmaktadır. Atmosferdeki oksijen oranı günümüze kadar değişmemiştir.

01/10/2020

MADDE DÖNGÜLERİ

MADDE DÖNGÜLERİ

Doğadaki yaşamımız için gerekli olan maddeler neden tükenmiyor?  Canlılar, ihtiyaçları olan maddeleri yaşadıkları ortamdan alır ve gerekli kullanım sonrası bu maddeleri ortama geri verir. Maddelerin ekosistemdeki bu dolaşımına madde döngüsü denir.

Güneş, ekosistemlere enerji sağlar, ancak yaşam için ihtiyaç duyulan su ve diğer kimyasal maddelerin kaynağı dünyamızdır. Bundan dolayı yaşamın sürdürülebilmesi bu maddelerin atmosfer, hidrosfer, litosfer ve biyosfer arasında bir döngü oluşturacak şekilde dolaşımına bağlıdır. Madde döngülerinin biyolojik, kimyasal ve jeolojik etkileri vardır. Ancak insanların olumsuz etkileri sonucunda döngülerin bozulması, canlı ögelerin yaşamını tehlikeye sokar.

29/09/2020

EKOSİSTEMİN İŞLEYİŞİ, BESİN ZİNCİRİ VE ENERJİ AKIŞI

EKOSİSTEMİN ÖGELERİ VE İŞLEYİŞİ

Ekosistem,  Yaşamın gerçekleştiği hava küre, su küre, taş küre ve canlı kürenin birbirleriyle en çok etkileşimde bulundukları alan ekosistemi oluşturur. Buna göre ekosistemi; hava, toprak ve su gibi cansız ögeler ile canlıların oluşturduğu yaşam alanı olarak ifade edebiliriz.  Ekosistemlerin sınırları değişkendir. En büyük ekosistem olan Dünya’ya ekosfer denir. 

Canlılar, çevrelerindeki canlı ve cansız varlıklarla ilişkili şekilde yaşamlarını sürdürür.   


Ekosistem, canlı (biyotik) ve cansız (abiyotik) unsurlardan oluşur. Toprak, kaya, su, güneş ışığı ve atmosfer ekosistemin cansız ögelerini; üreticiler (bitkiler ve fitoplanktonlar), tüketiciler (hayvanlar) ve ayrıştırıcılar da (bakteri ve mantarlar) canlı ögelerini oluşturur  

20/09/2020

BİYOÇEŞİTLİLİK


BİYOÇEŞİTLİLİK (CANLI ÇEŞİTLİLİĞİ)

Hava, su, toprak ve canlılardan oluşlan yaşam alanına biyosfer denilir. Canlıların doğal ortamlar içerisinde yaşadığı küre olan biyosfer (canlılar küresi); litosfer, atmosfer ve hidrosfer ile etkileşim hâlindedir.

Karalarda yaşayan canlılar, atmosferde belirli bir yüksekliğe kadar yaşama imkânı bulabilmektedir. Bu seviyeden sonra ise atmosfer basıncının, sıcaklığın ve oksijen miktarının düşmesi gibi nedenler, canlıların yaşamasını zorlaştırır. 

BİYOMLAR(BİYOÇEŞİTLİLİĞİN YERYÜZÜNE DAĞILIŞI)

BİYOMLAR(BİYOÇEŞİTLİLİĞİN YERYÜZÜNE DAĞILIŞI)

Ekosistem, biyosferde birbirleriyle sürekli etkileşim hâlinde olan canlı ve cansız unsurlardan oluşur. Canlılar, çevrelerindeki canlı ve cansız varlıklarla ilişkili şekilde yaşamlarını sürdürür.
Belirli bir canlı türünün yaşam alanı ise habitat olarak adlandırılır.

Biyom, benzer yetişme şartlarına sahip bitki ve hayvan topluluklarını içinde barındıran bölgelere denir. Bunlar karasal ve su biyomları olmak üzere iki gruba ayrılır. Karasal biyomlar, iklim bölgelerine göre Ekvator’dan kutuplara doğru kuşaklar oluşturur. Her biyomun kendine özgü bitki örtüsü ve hayvan türü olmakla beraber biyomlar daha çok bitki örtüsüne göre adlandırılmaktadır. 

13/09/2020

Türkiye’nin Yeryüzü Şekillerinin Özellikleri - Ovalar ve Platoları

2. TÜRKİYE’NİN OVALARI

Türkiye’de ovalar; konumu, denize uzaklığı, büyüklüğü, biçimi ve yükseltileri bakımından farklı özellikler gösterir. Kıyılarımızda gelgit olayının etkin olmamasından dolayı akarsuların döküldüğü yerlerde  akarsuların taşıdığı alüvyonları denizde biriktirmesiyle oluşan delta ovalarıdır. 

Delta Ovaları :
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin taşıdığı alüvyonları Akdeniz’de biriktirmesiyle oluşan Çukurova
delta ovalarının en büyüğüdür. 

Kızılırmak- Bafra, 
Yeşilırmak- Çarşamba,
Göksu Nehri - Silifke
Asi Nehri- Amik
Sakarya Nehri- Düzce
Bakırcay- Bergama
Gediz - Menemen
Küçük Menderes-Selcuk
Büyük Menderes - Balat, 
Meriç- Meriç diğer delta ovalarıdır. 

En Son Eklenenler

  • BİYOÇEŞİTLİLİK

  • BİYOMLAR

  • e-cografyahane

  • Ekosistemin İşleyişi, Besin Zinciri ve Enerji Akısı

Sizin İçin Seçtiklerimiz